Obezite insan sağlığını tehdit eden, yaşamını kısıtlayan, yandaş hastalıkları beraberinde getiren ve günümüz popülasyonunda giderek artan ciddi bir sağlık sorunudur. Nedenleri çok çeşitli olmakla birlikte altında yatan sebepler birbiriyle ilişkilidir. Bu sebepler arasında psikoloji de büyük rol oynamaktadır. 
  Psikoloji, geniş tanımıyla insan davranışlarını, bu davranışların altında yatan sebepleri araştıran bir bilim dalıdır. Bu bağlamda kişileri sağlıksız ve fazla yemek yeme davranışına götüren sebeplerin iyi araştırılması obezitenin nedenlerini aydınlatmada da yardımcı olacaktır. Farklı ekoller, obezitenin psikolojik nedenleri incelerken de farklı boyutlardan ele alırlar. Bu ekollerden birisi de dinamik bakış açısıdır. Bu ekole göre; obezitenin en sık tanımlanan psikolojik işlevlerinden birisi, kişilerarası ilişkilerde bir “koruma” olarak kullanılmasıdır. Yakınlaşma korkusu olan bireyler, başkalarını uzaklaştıran bir “duvar” (yani yağ) oluştururlar. Bir kadın, obezitesinin zalim insanları "süzmesine" izin verdiğini belirtmiştir. İyi insanların onun fiziksel görünümünün ötesini göreceğine, kötü insanların ise kilosundan dolayı onunla arkadaş olmaya zahmet bile etmeyeceğine inandığını belirtmiştir.
  Yine cinsel istismar öyküsü olan birkaç hasta, istismarcıya kendilerini daha az çekici göstermek için çocuklukta/ergenlikte kasıtlı olarak kilo alma girişimini tanımlayan vakalar bulunmaktadır. Bu tür hastalar için kilo vermelerine yönelik bilinçli veya bilinçsiz sabotaj riski vardır. Psikolojik değerlendirme sırasında psikoloğun bu konuda endişeleri varsa, bunlar hastayla açık bir şekilde tartışılır. Örneğin hastaya zayıf bir insan olarak hayatlarının nasıl farklı olacağını hayal ettikleri sorulur. Erkeklerden veya kadınlardan daha fazla ilgi görürlerse nasıl hissedecekleri ve bu ilgiyle nasıl başa çıkacakları açıkça sorulur.
Uzm. Kl. Psk. Cihat Başaran